Missafir fikri nasıl doğdu?
Türk kültüründe yetişen insanlar her zaman “Misafirperver” olarak bilinir. İnsanlarımız, evlerini diğer insanlara açıp, onlara yardım etmek ve kültürlerini öğrenmek konusunda çok açık fikirlidir. Missafir ise bizlerin bu misafirperverliğini ev sahipleri için kazanca dönüştürüyor. Evin pazarlanmasından temizliğine kadar evin kiralanması ile ilgili tüm süreci ev sahiplerinin yerine yöneterek stressiz ve karlı bir iş ortaklığı sunuyor.
Mehmet Yüksel, 2010 yılında Polonya’da öğrenci değişimi programı Erasmus tecrübesinde dünyayı gezmenin ve farklı kültürden insanlarla aynı evi paylaşmanın büyüsünü keşfetti! İstanbul’a döndüğünde çok sevdiği paylaşım kültürünü devam ettirmek ve kendi evini Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen “Missafirlere” açtı. Daha sonra Yüksel, eğitim hayatına İngiltere’de devam ederken Aleksandra ile birlikte Airbnb’de evlerini paylaşarak yüksek kazanç elde etmeye başladılar. Airbnb ile konuk ağırlamanın birçok zorluğu olsa da artık bu işte uzmanlaştılar ve üst üste 10 kez “Airbnb Superhost” ödülünü kazandılar.
Tabii ki her güzel şeyde olduğu gibi bu sistemde de sorunlar vardı. Anahtar teslimi, giriş-çıkış zamanları, evin temizliği, evlerin fiyatlandırılmasının doğru yapılması ve konuklarla sürekli iletişim kurulması gerekliliği gibi zorluklar, Yüksel’i özellikle ev sahipleri için bu işleri kolaylaştıracak yeni fikirler aramaya itti. Evlerini Missafirlere açmak ve bundan yüksek gelir elde etmek isteyen ev sahipleri için tüm süreci sorunsuz hale getirmenin çözümü olarak, teknoloji yardımıyla uçtan uca yönetim yapabilecek digital bir platform olması gerektiğini ve bunu ancak profesyonel bir takımla yapabileceğini düşündü.Bu fikrini İstanbul’da hayata geçirmek için Türkiye’ye döndü ve Aleksandra ile birlikte Cem’i de yanına alarak Missafir’in kuruluşu için ilk adımını atmış oldu!